Vatan Sağolsun
Kurtuluş savaşı dönemi idi.
Anadolu, işgalci devletler tarafından yer yer işgal edilmeye başlanmıştı.
Öğretmenlik yapıyordum ve bekardım.
Evlenmek istiyordum.
Gönlümde çok güzel bir kız vardı.
Uzaktan görmüştüm, çok beğenmiştim.
Araştırınca bekar olduğunu ve liseyi yeni bitirdiğini öğrendim.
Ailemle birlikte istemeye gittik.
Yüzüklerimiz takıldı.
O zamanda ki şartlara rağmen çok mutluydum.
Fakat mutluluğum uzun sürmedi.
Hakkımda tabut taşıyarak geçimini sağlıyor diye bir dedikodu çıkmış.
Bu dedikodular evleneceğim kızın ailesine kadar gidince, bir an da ne olduğunu anlamadan ayrıldık.
Çok üzüldüm. Aradan yedi yıl geçti.
Artık özgürleşmiş bir ülkemiz vardı.
Bir gün müdür olarak görev yaptığım okula küçük çocuğunun elinden tutmuş geliyordu.
Görevliler onu benim odama yönlendirdiler.
Uzun zaman olmuştu görmeyeli…
Kendisini görünce çok heyecanlandım ve ayağa kalktım “buyurun” dedim.
Karşısında beni görünce çok şaşırdı.
Evlendiğini ve çocuğunu okula kayıt yaptırmak için geldiğini söyledi.
Bende “yardımcı oluruz” dedim.
Yine şaşkın bir ifadeyle:
-“Bu okulun müdürü siz misiniz?” diye sordu.
-“Evet” dedim.
-“Madem müdürsünüz, neden yıllar önce cami önünde tabut taşıyordunuz?” diye sordu.
Bir süre suskun kaldım ve:
-“Anadolu’muz işgalciler tarafından kuşatılmıştı.
Ancak, Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde öz topraklarımız ve dini değerlerimiz için mücadele içindeydik.
Bizlerde, kendi askerlerimize tabutlarla silah kaçırabilmek için cenaze süsü veriyorduk.
Bunu sizinle o zaman paylaşmam mümkün değildi!
Selam olsun bu vatan için canlarını ve cananlarını feda edenlere!