Evlat ve Kuyruk Acısı
Ormandan odun toplayıp satarak geçimini sağlayan çok fakir yaşlı bir adam varmış.
Bu yaşlı adam aynı zamanda çok inançlı ve çok merhametliymiş.
Bir gün yine ormanda odun toplarken kayanın içinde yaralanmış ve acıkmış bir yılan görmüş.
Adam yılanın bu haline acımış ona sürekli ilaç ve yiyecek götürmüş.
Yılan zamanla iyileşmiş, gücünü toplamış ve kendisine yapılan bu iyiliğin karşısında adama topraktan bir altın çıkarıp vermiş.
Böylece aralarında çok güzel bir dostluk başlamış.
Yaşlı adam bu duruma çok sevinmiş ve hemen ailesine güzel yiyeceklerden almak için evine dönmüş.
Ertesi gün tekrar yılana yiyecek götürmüş ve yılan tekrar yaşlı adama altın vermiş derken aylar yıllar boyu bu böyle devam etmiş.
Yaşlı adam bir gün kaza geçirmiş ve doktor bir ay yataktan kalkmayacaksın demiş.
Adam yattığı yataktan kalkamamış.
Aklından hep yılanın yemeksiz aç geçip duruyormuş.
Sonunda dayanamamış ve oğluna yılanla aralarında geçen bütün hikâyeyi anlatmış.
Yılana yiyecek götürmesini ve yılanı korkutmadan altını almasını söylemiş.
Oğlan da babasının anlattıklarına inanmaz ama yine de tüm söylediklerini yerine getirir.
Yılana yiyecek götürür ve karşılığında gerçekten yılandan bir altın alır.
Genç oğlan şaşkınlık içinde evine döner.
Ertesi gün tekrar yılana yiyecek götürürken yolda birden aklına şeytani bir fikir gelir:
“Her gün böyle gelip uğraşacağıma yılanı öldüreyim, altınların hepsini tek seferde alayım!” diye düşünür.
Yılanın yuvasına yaklaştığında yerden bir büyük taş alır ve yılanın üzerine atar.
Yılanda hızlı davranıp oğlanı sokar.
Lakin üzerine gelen taş yüzünden kuyruğu kopmuştur artık.
Oğlan da yılanın zehrinden ölür ve dolayısı ile evine gidemez.
Babası oğlunu geç saatlere kadar bekler.
Gelmeyince bir terslik olduğunu anlar ve zorla hasta yatağından kalkar, yılanın yuvasına gider.
Yılana:
-“Yılan kardeş oğlumu gördün mü eve hala gelmedi?”
Yılan her şeyi olduğu gibi anlatır.
Adam oğlunun durumuna çok üzülse de oğlu haksız olduğu için yılandan özür diler:
-“Yılan kardeş oğlumun bu davranışından dolayı senden özür diliyorum.
Ama yine de senin dostluğunu kaybetmek istemem.
Eskisi gibi dostluğumuza devam edelim”
Yılan:
-“Sende evlat acısı, bende de kuyruk acısı varken biz artık seninle dost kalamayız!