Kadınları Anlamak
Sahilde bir başına dolaşan adam, yerde yarısı kuma gömülmüş bir şişe fark eder.
Şişeyi alıp açtığında içinden bin bir gece masallarından kalma bir cin çıkar ve adama;
-‘Ey yabancı, ben 3 bin yıldır bu şişenin içinde hapistim. Sen beni serbest bıraktın. Benden bir dilek dile, hemen yerine getireyim‘ der.
Adam kumsalda oturur ve bir süre düşündükten sonra cine döner ve;
-‘Her zaman Hawaii’ye gitmek istedim fakat uçaktan korkarım ve denizde beni çok kötü tutar.
Benim için Hawaii’ye bir köprü yap böylece arabayla oraya gidebilirim ‘ demiş.
Cin gülmüş ve;
-‘Bu imkansız! Bu işin lojistiğini düşün! Köprünün ayakları nasıl Pasifik okyanusunun dibine ulaşabilir? Ne kadar beton gerektiğini ne kadar çelik gerektiğini düşün!
Üstelik bu doğanın dengesiyle oynamak anlamına geliyor. Gel sen bu isteğinden vazgeç, başka bir şey dile… ‘ cevap vermiş.
Adam ne yapalım o zaman deyip yeniden düşünmeye başlar.
En sonunda cinden yeni bir dilek diler;
-‘Dört kez evlendim ve boşandım.
Bütün kadınlar benim duyarsız olduğumu düşünür ve onlarla ilgilenmediğimi söylerlerdi.
Bu yüzden kadınları anlayabilmeyi diliyorum.
Kadınlar nelerden hoşlanırlar, nelere gülerler, nelere ağlarlar, davranışlarındaki temel mantık nedir?
Bir şey söylemedikleri zaman gerçekten ne istediklerini anlayamıyorum.
Bana kadınları anlama gücü ver…’
Cin cevap verir;
-‘Havaii köprüsü iki şeritli mi olsun, dört şeritli mi?‘